Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın 1 Ekim TBMM Yeni Yasama Yılı ile ilgili açıklama yayımladı.
TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı; yeni anayasa tartışmaları gölgesinde açılıyor. TBMM’nin milletin sesine kulak vermesi, suni gündemlerle değil, milletin beklentisini karşılayacak gerçek sorunlara ve gerçek gündeme ilişkin çözümlerin konuşulması, çözüm üretilmesi gerekiyor.
Yeni yasama döneminin;
Emeklilerin açlık sınırının altındaki gelirlerine çözüm üretileceği,
Çiftçinin, üreticinin gözetileceği,
Mazot, gübre, yem gibi temel girdiler üzerindeki ÖTV’nin kaldırılarak maliyetlerin düşürülmesi için adım atılacağı,
Deprem bölgesi başta olmak üzere barınma, sağlık gibi temel sorunlara çözüm üretileceği,
Ekonomik çöküşe çözüm üretilip, milletin yoksullaşmasının önüne geçilmesi için gerekli düzenlemelerin hayata geçirileceği,
Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren sorunların dile getirileceği,
TBMM’nin çözüm adresi olarak kapsayıcı, bütüncül ve Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşayan her bir yurttaşımızın beklentilerini karşıladığı bir yeni dönem olmasını temenni ediyorum.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ, YÖNETİM KRİZİYLE BAŞBAŞA BIRAKILAMAZ
Bugünün siyasi iktidar anlayışında TBMM maalesef merkezi bir önem taşımaktan uzak hale getirildi. Ne yasama pratiğinde ne de temsil geçerliliğinde gerçek ifadesini bulamıyor. Egemenlik yetkisini adlı adınca yansıtamıyor. Tekil varlığın kurulu düzenine geçilmesinden bu yana kurucu felsefenin geleneksel kurumu olmaktan çıkartılması, demokrasinin işletilmesini mümkün kılmaktan uzaklaştırıyor ve hukuk devletinin iflasına yol açıyor.
TEKİL GÜCÜN KEYFİLİK HALİ DEMOKRASİ İLE BAĞDAŞMAZ
Anın şartlarına, günün rüzgarına göre kanun ve düzen tayin edilmesi, kararın ifasına geçilmesiyle de günümüz Türkiyesi yönetim krizi ile baş başa bırakılamaz. 100 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına girerken bu yönetim anlayışı sürdürülemez.
ANAYASAYA UYMAYI ZUL SAYANLAR ANAYASA YAPAMAZ
Defalarca, yürürlükteki anayasaya sadece sözleriyle değil, eylemleriyle de uymayan, uymayı kendine zul sayanların “yeni anayasa” yapmaları kabul edilemez. Geçmişte yapılan sözde “demokrasi, özgürlük” söylemleri ile gerçekleştirdikleri anayasa değişikliklerinin bugün demokrasi ve özgürlükleri hızla örseledikleri bir gerçekliktir. Erkler ayrılığını yok sayarak, yargı kararlarını uygulamayarak, hukuka olan güveni ortadan kaldıracak fiili durumlara meşruiyet kazandırmaya çalışanlar anayasa yapamaz.
MİLLETVEKİLİNİN HAPİSTE BIRAKILMASINA GÖZ YUMULAMAZ
Anayasayı ve yasaları uygulamayan, hukukiliği değil keyfiyeti tercih eden bir zihniyetin anayasa yapması kabul edilemez. Anayasa 84. Maddeye rağmen Milletvekilinin hakkını korumayan, siyasi partisi ne olursa olsun Anayasanın uygulanması için gereğini yapmayan, seçilmiş bir milletvekilinin TBMM çatısı yerine cezaevinde bırakılmasına göz yuman bir anlayış anayasa yapamaz.
KADINLAR, ÇOCUKLAR ALEYHİNE DAYATMA KABUL EDİLEMEZ
Yeni yasama döneminde sözde “ailenin korunması” gerçekte ise Cumhuriyetin “kazanımlarını” “silme” politikası, Medeni yasa başta olmak üzere kadınlar, çocuklar aleyhine düzenlemeler bu Meclisin gündemine gelmemelidir.
İCAZET USULÜYLE ÇALIŞMA PRENSİBİ BENİMSENEMEZ
Partili Cumhurbaşkanlığı rejiminde TBMM iradesini yok sayma yönündeki kararların meşruiyeti tartışmalı, hukukun üstünlüğünün yerini üstünlerin hukukun aldığı apaçık ortada iken AKP Genel Başkanı uhdesinde ve bir siyasi parti gölgesinde hazırlanacak, icazet “usulü” ile kılıfına uydurulacak çalışma prensipleri kabul edilemez. Bu bağlamda; Cumhuriyet kurumsal hafızasına sahip çıkmak, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna vekalet eden siyasi özneler olarak bizlerin en temel sorumluluğudur.
TBMM İTİBARSIZLAŞTIRILAMAZ
Torba yasalar TBMM itibarını örselemekte, komisyonları etkisizleştirmektedir. Yasama faaliyetlerinde muhalefetin sesinin süre kısıtlarıyla engellenmesi yasama faaliyetlerinin hakkaniyetle sürdürülmesinin önünde en büyük engellerden biridir. Yine Meclis Televizyonunun saat 21 itibariyle yayınına son verilmesi, Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde muhalefetin görüşmeler esnasındaki konuşmalarının Meclis Televizyonundan canlı yayınlanmaması da kabul edilemez. Milletin iradesin temsil edildiği Meclis, iktidarı ve muhalefeti ile milletin denetimine, gözlemine açık olmalıdır. Bütçe hakkının kısıtlanması Meclis iradesini zaten itibarsızlaştırmakta iken, bir de Plan Bütçe Komisyonunda iktidarın sesi halka ulaştırılmakta iken muhalefetin sesinin görünmez kılınması uygulaması, milletin bütçe hakkının ve denetim hakkının yok sayılmasıdır. Yeni yasama döneminde Gazi Meclisimizi itibarsızlaştırmaya sebep olacak bu uygulamalara da son verilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle; yeni yasama yılının Parlamentomuzun kıymetli üyelerine başarılar getirmesini, milletin gerçek sorunlarına çözüm üretecek bir dönem olmasını diliyorum.