Asıl sırtlanlar İngilizce adı (Hyaeninae), sürü halinde yaşayan genelde sürüleri dişilerin yönettiği büyükçe sayılabilecek karasal etobur memelilerdir.
Afrika Kıtası ve Hint Kıtasına özgü yaşayan sırtlanlar leş de yerler. Aslan, Pars, Çıta gibi güçlü hayvanların elinden sürekli rahatsızlık vererek, çığlık atarak kolaylıkla avlarını alabilirler. Afrika’da bulunan etobur hayvanların arasındaki (timsahlardan sonra) en güçlü çeneye sahip hayvanlardan sadece biridir. Asıl sırtlanların çeneleri o kadar kuvvetlidir ki kemikleri bile kırabilirler. Bu yüzden çok aç kaldıklarında kemik yedikleri de görülmüştür. Sadece aç kaldıklarında ve avlanır ve av bulamazlarsa leş yer veya güçlü hayvanların elinden avını alarak yerler. Av tarzında hayvanları ölmeden yedikleri görülmüştür ve bu çok acı verici vahşet bir şeydir.
Asıl sırtlanlar “KLAN” adı verilen küçük gruplar halinde yaşarlar ve klanın başında bir dişi vardır. Sürüyü ava yönlendiren ve sürüye yol gösteren kraliçedir. Klanlar bir veya üç erkekten ve dişilerden oluşur. Hiyerarşik bir düzen vardır, en üst tabakada kraliçe bulunur. Erkekler en alt tabakada yer alır. Genelde en çok yavrulayan kraliçedir. Ancak bazı klanlarda kraliçenin davranışları saldırganlık düzeyine ulaşabilir. Klandaki diğer sırtlanlar için dayanılmaz bir hal alabilen bu durum sonucu “devrim” olur ve kraliçe tahtından indirilir. Yine de bu durum oldukça ender görülür.
Asıl sırtlan klanlarının kendilerine ait olan ve savundukları bir bölgeleri vardır. Diğer sırtlan klanlarıyla yaşanan çarpışmalar az olsa da en büyük tehdit geniş aslan sürüleridir. Özellikle az sayıda sırtlandan oluşan klanlar için bölgelerinin aslanlar tarafından işgal edilmesi ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bölgelerini koruma stratejileri saldırıp öldürmeye yönelik değildir. Yalnızca sayıca üstünlük sağlayarak gözdağı verip korkutma amacı güderler. Ancak özellikle erkek aslanlar sırtlanlardan hiç hoşlanmazlar. Yakaladıkları sırtlanları öldürmekte tereddüt etmezler. Bu sırtlan klanları için acı kayıplara neden olabilmektedir.
Sırtlanlar için avlaması en kolay hayvanlar çevre bölgelerde yaşayan insanların sürüleridir. İnsanlar hayvanlarını ilkel çitlerle korurlar. Ancak bu çitler sırtlanlar için aşılamayacak güçlükte değillerdir. Bu nedenle sürülerini korumak isteyen insanlar tarafından öldürüldükleri bilinmektedir.
İnsan hayatına baktığımızda gerek siyasi gerek iş hayatı gerekse okul hayatında komik bir durum olsa da sırtlanların yaşam tarzına ulaşmak mümkündür. Siyasi olarak bir insan bir sırtlan, iş hayatı olarak bir sırtlan 10 aslan, okul hayatı olarak 1 aslan 100 sırtlan demek görüşümce mümkün olabilir.
İnsanlar bir olaydan veya herhangi bir şeyden memnun kalmadıklarında birlik olup sırtlanlar gibi davranabilmekte. Bu ise karşı gücün yetersiz kalmasıdır. Bu şekilde insanlar istedikleri şeye daha çabuk ulaşabilmektedir. Buna en güzel örnek devrimler verilebilir ancak bakıldığında insan çıkarları işin içine girdiği zaman aynı sırtlanlar da olduğu gibi kraliçeyi devirmek yani onu yem etmekte basit olur.
İnsanoğlu her ne kadar kabul etmese de ve aslında düşünme kabiliyetleri olmadığını düşündüğümüz hayvanların birçok özelliğini güncel yaşamında kullanmaktadır. Bir iş yerinde yemeklerin güzel çıkmaması ve çalışanların sağlığını bozma durumunda olması insanları sırtlanlar gibi davranmaya mecbur bırakabilir. Yemeklerin daha iyi çıkması için ve bunu elde edene dek insanların sırtlanlar gibi birlikte bir güç olmaya mecbur edebilir. Ancak unutulmamalıdır ki insanlar her zaman kendi çıkarlarına göre davranacak ve gökyüzündeki bir kartal gibi tek başına olacaktır. Sırtlanlar gibi davranmaya iten ise aç kalmaları (mecaz) yani bir olaydan memnun kalmamalarıdır.
İnsanoğlu vahşi yaşamı iyi takip ettiğinde aslında vahşi yaşamdan bir farkın olmadığını rahat bir şekilde görecektir. Konuşacak kimseleri kalmadığında bir dost bulma çabaları ve yanlarında köpek veya kedi beslemeleri ve hayvanların onlara sadık oluşu en basit örneklerdendir.
Savaş alanları, politik mücadeleler, devlet kurma hayalleri, iş yaşamı, normal hayat bana hep vahşi yaşamda hayvanların davranışlarını en çokta sırtlanları hatırlatmıştır.
