Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Operatör Doktor Hasan Doğan, bütüncül tıp bakış açısıyla vermekte olduğu tamamlayıcı tıp eğitimlerine devam ediyor. Proloterapi, nöralterapi, ozon tedavisi gibi yöntemlerin Türkiye’de uygulanmaya başlanmasının ve yaygınlaşmasının öncülerinden olan ve alanında duayen olarak kabul edilen Hasan Doğan’ın Denizli’deki kliniğinde verdiği eğitime İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Çanakkale, Diyarbakır, Ordu ve ülkenin pek çok şehrinden yirmi hekim katılım sağladı. Eğitime katılan hekimlerin içinde ortopedi branşıyla birlikte nöroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, dermatoloji, iç hastalıkları, cerrahi gibi farklı alanların uzmanları da yer aldı.
Bugüne kadar 2 binden fazla hekime çeşitli tamamlayıcı tıp yöntemleri üzerine eğitim veren Op. Dr. Hasan Doğan, proloterapi yönteminin bel fıtığı, boyun fıtığı, menisküs, kronik bilek, eklem ve kas problemleri, sporcu sakatlıkları gibi sık rastlanan sağlık sorunlarında ameliyatsız, doğal, kalıcı ve yan etkisi bulunmayan bir tedavi yöntemi olması açısından çok kıymetli olduğunu; vermiş olduğu eğitimler sayesinde bunun ülkemizde yaygınlaşmasının son derece sevindirici olduğunu ifade etti.
Proloterapinin, “tek tedavisi ameliyattır” denen kronik sorunların cerrahi müdahale gerektirmeden tedavisine olanak sağladığına değinen Doğan, “Kimyasal olmayan doğal ilaçların sorunlu dokulara enjeksiyonuyla birlikte bu dokularda yapay bir travma yaratıyoruz. Bu sayede vücudumuz, bağışıklık mekanizmasını devreye sokarak iyileştirici hücreleri sorunlu bölgelere sevk ediyor. Sonrasında sorunlu bölgede fazladan bir kanlanma gözlemleniyor ve vücut tamamen doğal yollarla bu hücreleri yeniden canlandırıyor ve güçlendiriyor. Pek çok problemde yüzde seksenin üzerinde bir başarıya ulaşan bu yöntem, hastanın cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymadan kalıcı olarak iyileşmesini sağlıyor” dedi.
BİR BAYRAK YARIŞI
Kırık, uzuv kaybı, iç organ hasarları gibi akut durumlarda geleneksel tıbbın içinde yer alan cerrahi yöntemlerin yeterli ve kaçınılmaz olduğunu ancak kronik sorunlarla baş etmekte yetersiz kaldığını söyleyen Op. Dr. Hasan Doğan, “Ben de bir cerrahım. Dolayısıyla mesleğimin ilk yirmi yılında çok fazla ameliyat gerçekleştirdim. Ancak geri dönüp baktığımda bu operasyonların pek çoğunu yapmazdım diyebiliyorum. Tabii, o dönemde proloterapi ve uyguladığımız diğer yöntemlerden haberdar değildik. Araştırdıkça, merak ettikçe bu yöntemlerin varlığını öğrendik ve yurt dışındaki eğitimlere katılarak döndüğümüz memleketimizde bunların ilk uygulayıcıları olduk. Sonraki dönemde, sağlık bakanlığı tarafından da kabul edilen ve desteklenen bu yöntemin daha fazla uygulanması ve daha çok insanımızın şifaya kavuşması için sayısız eğitimler düzenledik. Bugün ne mutlu ki Türkiye’de pek çok şehirde bu yöntemler hekim dostlarımız, kardeşlerimiz tarafından başarıyla uygulanıyor ve hastalar bu sayede şifasına kavuşuyor. Bu bizim için olduğu kadar Türk hekimliği için de sevindirici bir durum. Bizlerden bayrağı devralan hekim kardeşlerimiz, Türk hekimliğini daha üst bir düzeye taşıyorlar” ifadelerini kullandı.
TIPTA BÜTÜNCÜL BAKIŞ AÇISI ÇOK ÖNEMLİ
İnsan vücudunun son derece karmaşık bir mekanizma olduğunu ve soruna bütüncül yaklaşılmadıkça doğru ve kalıcı çözümün mümkün olmadığını savunan Hasan Doğan, “Klasik yöntemler sorunlu bölgeye odaklanıyor ve bu yüzden asıl odaktan uzaklaşıyor. Vücudumuz insan yapımı bir yapı olmadığı için bünyesinde farklı aritmetikler bulunuyor yani, söz konusu olan insan bedeniyse her zaman iki ile ikinin toplamı dörde eşit olmayabiliyor. Bel fıtığının bir sebebinin ağzımızdaki eksik bir diş olabileceğini, psikolojik bir sorunun bağırsaktaki bakteri dengesinin bozulmasından kaynaklanabileceğini göz ardı edersek sorunun asıl çözümünden uzaklaşırız. Bütüncül tıp her hekimin sahip olması gereken bir bakış açısıdır. Sağlık konusuna bu şekilde bakmak gerekiyor. Biz Denizli’deki kliniğimizde meseleye tamamen bu şekilde bakıyoruz ve bir hastalığın tedavisinde pek çok tamamlayıcı yöntemi kombine ederek uyguluyoruz. Bu kombinasyonda doz ve oran çok önemli. Bu da tecrübeyle birlikte sağlam bir temele oturuyor. Bu sayede yüksek oranda başarı sağlamamız mümkün oluyor” dedi.